"Kimseyi geride bırakmayacağız, öncelik kadın ve çocuklar"
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin pandemi nedeniyle yeniden şekillenen sosyal politikalarını İBB Sosyal Hizmetler Daire Başkanı Yavuz Saltık, bianet’e anlattı.
Koronavirüs nedeniyle onlarca kişi işsiz kaldı, ekonomi olumsuz yönde etkilendi, geçim zorlaştı. Derin Yoksuluk Ağı verileri de İstanbul'da koronavirüs pandemisi nedeniyle yoksulluğun derinleştiğini gösteriyor.
Peki bu dönemde İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) İstanbul’da yurttaşlara sosyal destek sağlayabildi mi? Özellikle pandemi nedeniyle yeni bir sosyal politika planlaması yapıldı mı? Yurttaşlara ulaşılabildi mi? Ne gibi destekler sağlandı?
Saltık, "Avrupa Yerel Yaşamda Kadın Erkek Eşitliği Şartı'nı imzaladık ve Yerel Eşitlik Eylem Planımızı hazırlamaya başladık. Bu eylem planı tamamlandığında sosyal yardımlardan ulaşıma her konuda toplumsal cinsiyet eşitliğini anaakımlaştırmaya yönelik yol planımız oluşmuş olacak" diyor.
“Destek talebi arttı”
Salgınla birlikte sosyal politikalara ne gibi planlamalar eklendi?
Pandemiden nüfusu itibari ile en çok etkilenen şehrin İstanbul oldu. Özellikle hizmet sektöründe art arda gelen işyeri kapamaları, uygulamalar nedeni ile yoksul ve dezavantajlı bireylerin yanı sıra hizmet sektöründe günü birlik hizmet üretimine dâhil olanlar veya düzenli bir işi olduğu halde ücretsiz izne ayırma vb. uygulamalar nedeniyle gelirinden olan kişiler ve aileleri bu süreçten çok etkilendi.
İBB olarak yeni dönemde zaten daha insan odaklı, sosyal ve ekonomik olarak geride kalan haneleri bütünlükçü bir hizmet anlayışı ile görmeye, geride kimseyi bırakmamaya çalışan bir perspektifle karşılaştığımız bu olağanüstü durum karşısında açlık ve yoksullukla mücadele programımızı hızlıca revize edebildik ve artacak talepleri öngörerek planlamamızı yaptık.
İBB'de “normal” diye tanımladığımız dönemde esas olarak ihtiyaç sahibi vatandaşların kalıcı çözümlerle sosyal yardım sistemi içinden çıkaracak araçlar geliştirmeye odaklanırken, pandemi ile derinleşen yoksulluk ile önceliği ilk adımda günlük temel ihtiyaçların karşılanmasına verdik.
Ancak temel gıda ve hijyen ihtiyaçlarının planlamasını bir yandan yaparken de içinden geçtiğimiz dönemin uzun vadede getireceği derin yoksullukla mücadele stratejileri üzerine düşündük.
173 bin aileye “Askıda Fatura”dan destek sağlandı
İstanbul’da pandemi döneminde kaç aileye destek olundu?
İBB olarak koronavirüs salgını nedeniyle oluşan olumsuz ekonomik ortamda düzenli destek olduğumuz ailelerin dışında 560 bin aileye gıda ve hijyen kolisiyle, 40 bin aileye ise alışveriş kartıylae, 173 bin haneye "Askıda Fatura" kampanyası ile destek olduk.
Özellikle kadınlar açısından bir destek yapıldı mı? Kaç kadına destek olundu?
Sığınma sonrası bütünlüklü desteği devam ettirecek bir model olan “Kadın Dayanışma Evi"ni pandemi ile birlikte artan şiddet vakalarını öngörerek Kadın Sığınma Evi olarak devreye aldık.
Birlikte Başaracağız platformuna başvuran ve gıda-hijyen kolisi ya da alışveriş kart desteği alan vatandaşların ağırlıklı kısmı kadınlar oldu.
Çocuğu için bez, mama, gıda talebinde bulunan pek çok kayıt alındı. Bu kayıtların 1000’i anne bebek paketi için dayanışma ağına dahil edildi.
Psikolojik Danışmanlık ve Destek Hattı’na kadına yönelik şiddet kodlu gelen çağrılar değerlendirilerek, gerekli yönlendirme ve destek sağlandı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak zaten yaptığımız her çalışmaya toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifinden bakmaya özen gösteriyoruz. Cinsiyete dayalı ayrımcılığın, şiddetin, dışlanmanın sonlandırılması, kadınların çok yönlü desteklenmesini en büyük hedefimiz.
Yukarıda yer alan pandemi sürecinde yaptıklarımıza ek olarak zaten kadın istihdamına öncelik veren bir yaklaşım sergiliyoruz. Örneğin, Metro İstanbul AŞ için yapılan sürücü alımında tümüyle kadın istihdamını önceledik. 109 sürücü ihtiyacını karşılamak için kadın adaylarımızı eğitimlere başlattık.
Eğitimini tamamlayan adaylarımız çalışma arkadaşlarımız olarak göreve başladılar. Benzer uygulamalar sayesinde İBB kadrolarında kadın oranını 2,5 kat artırdık. İBB yönetiminde de kadın temsiliyetini yüzde 100 artırdık.
Sokakta yaşayan insanlara dair ne gibi çalışmalar yapıldı? Somut örneklerle anlatır mısınız?
"Evde kal" denilen bir dönemde kalacak bir evi olmayanları düşünmenin bizim görevlerimizden biri olduğunun bilinciyle sokakta kalan kimsesiz vatandaşlarımızı misafirhanelerimize yerleştirdik. Alibeyköy Tevfik Aydeniz Spor Tesisi, sokakta yaşayan erkeklerin, Kayışdağı’nda yeni oluşturulan bir barınma evi de kadınların kullanımına açıldı. Misafirhanede beslenme, barınma, temel sağlık ve ilaç hizmetleri, öz bakım ve hijyen, giyim yardımı gibi hizmetler verildi.
Zaten her kış sokakta kalan evsiz vatandaşlarımızı Zeytinburnu Spor Kompleksi ve Kayışdağı Darülaceze’de ağırlıyor olduğumuz için bu süreçte nelere dikkat etmemiz gerektiği konusunda deneyimliyiz.
Evsiz vatandaşlara ayrıca temiz kıyafet, reçete, ilaç, acil müdahale ve sağlık hizmetlerinin yanı sıra gerektiğinde hastanelere sevk, memlekete gönderme, huzurevi ve bakımevine yerleştirme, aileye teslim etme ve kadınları sığınma evine yerleştirme gibi hizmetler de veriyoruz.
"Her ay 115 bin çocuğa süt dağıtılıyor"
İBB’nin süt projesi kapsamında kaç çocuğa ulaşıldı?
Halk Süt ile süt tüketmesi gereken ancak maddi nedenler dolayısıyla bu ihtiyaçlarını karşılayamayan çocuklarımıza ücretsiz süt dağıtımı yapıyoruz. Her ay 115 bin çocuğumuza her çocuk için aylık 8 litre olacak şekilde süt dağıtıyoruz. Bu hizmet ile ayrıca İstanbul ve çevresinde süt üretimini ve hayvan yetiştiriciliği destekliyor ve İstanbullu üreticinin de kazanmasını sağlıyoruz.
İstanbul’daki yoksul hanelere nasıl ulaştınız?
Pandemi sürecinde "Birlikte başaracağız" sitesinden ihtiyaç sahibi vatandaşlarımız başvuruda bulundu. Çok kısa bir zamanda 1 milyona yakın başvuru aldık. Yoksulluğu daha derinden yaşayan ve başvuru imkanına bile erişememe olasılığı yüksek grupları (Romanlar, kağıt toplayıcıları, sokak müzisyenleri vb.) belirledik ve bu grupları sürece dahil edebilmek için ilgili sivil toplum kuruluşları ve inisiyatiflerle iletişime geçtik.
Sosyal yardım incelemesinde İBB olarak vatandaş beyanını doğru kabul ederek yardımlara başladık. ALO 153 Beyaz Masa’yı arayarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına müracaatta bulunan vatandaşların ihtiyaç sahibi olup olmadıklarını yerinde tespit edilerek belirlenmesi sağlıyoruz. Bunun dışında sosyal yardım programında mevcutta bulunan kaydettiğimiz vatandaşların evlerine giderek tespit yapıyoruz. Bu tespitte değerlendirme kurulu kararı ile vatandaşlarımıza yardımlarda bulunuyoruz.
İBB’nin sosyal “politikalarının” dayanağı nelerdir?
İstanbul Büyükşehir Belediyesi yürüttüğümüz sosyal politikaların en önemli dayanağı “insan odaklı, hak temelli” çalışma prensibi. Göreve başladığımız ilk günden itibaren sosyal destek sistemini bir lütuf olarak değerlendiren anlayışı kırarak hak temelli bir yaklaşım getirmeye özen gösterdik. İhtiyaç sahiplerini sosyal yardım sistemine dahil etmektense kalıcı çözümlerle sosyal yardım sistemi içinden çıkaran bir anlayış üzerinden politikalar geliştirmeye odaklandık. Unutmamak gerekir ki çalışmak anayasal bir haktır. Özellikle sosyal desteğe ihtiyaç duyan kesimlerin güçlendirilmesinde çalışma hakkının tesisi bir kamu sorumluluğudur.
Bütünlüklü sosyal destek anlayışımızı odağa aldık. Bu sayede sosyal inceleme yaptığımız ailelere hakları ile ilgili bilgilendirmeler yapmanın yanı sıra ev içinde olan tüm dezavantajlı grupları desteklemeye yönelik yönlendirmeler yaptık.
Gönül rahatlığıyla şunu söyleyebilirim: Sosyal politikalarımıza yön veren en önemli şey İstanbul’da kimseyi geride bırakmama motivasyonu oldu.
Şiddete uğrayan kadınlar ve sığınma evleri ile ilgili sizde bilgi varsa onları da anlatır mısınız?
Kadınlar ve çocuklar bizim önceliğimiz. İstanbul’un kadın ve çocukları eşit olacak diye çıktığımız yolda bu perspektifle geliştirdiğimiz hizmetler bizim yerel yönetim anlayışımızın en önemli unsurudur.
Fiziksel, duygusal, ekonomik, sözlü istismar veya şiddete uğrayan kadınların, şiddetten korunması, psiko-sosyal ve ekonomik sorunların çözülmesi, güçlendirilmesi için elimizden geleni yapıyoruz. Bu süreç bir arada kalmak zorunda kallındığı ve dolayısyla kadına ve çocuğa yönelik şiddetin arttığı bir süreç oldu.
Bu dönemde kadınların varsa çocukları ile birlikte şiddet yaşantısından çıkabilmelerini desteklemek amacı ile sığınma evimizi hemen devreye aldık. Bu merkezi esas olarak sığınma evlerinde kalan kadınların ekonomik sıkıntılar nedeniyle yeni hayata geçebilmelerinde ara geçiş alanı olarak, çok yönlü olarak destekleyecek Kadın Dayanışma Evi olarak planlamıştık.
Ancak Covid pandemi koşullarındaki acil ihtiyaca adapte ettik. Kadın ve beraberindeki çocuklarına doğrudan ya da ilgili kurumlara yönlendirmek suretiyle güvenlik, danışmanlık, tıbbi destek, maddi yardım, kreş, mesleki eğitim kursu, sosyal, sanatsal ve sportif faaliyetler vb. alanlarda destekliyoruz.
Avrupa Yerel Yaşamda Kadın Erkek Eşitliği Şartı’nı imzaladık ve Yerel Eşitlik Eylem Planımızı hazırlamaya başladık. Bu eylem planı tamamlandığında sosyal yardımlardan ulaşıma her konuda toplumsal cinsiyet eşitliğini anaakımlaştırmaya yönelik yol planımız oluşmuş olacak.
“Yuvalar AÇEV uygulamaları ile yönetilecek”
İBB’nin kreşlerine dair yeni gelişmeler nelerdir?
Başkanımız Ekrem İmamoğlu’nun seçim vaadi olup gerçekleştirdiği Yuvamız İstanbul projesi kapsamında 150 mahalleye 150 kreş açıyoruz. Bunlardan 15 kreşimizi tamamladık. 18 kreşimizin de yapımına başladık. 25 kreşimizin alan çalışmalarını bitirdik ve yatırımcı müdürlüklere teslim ettik. Yıl sonuna kadar 50 yuvayı hizmete almayı hedefliyoruz.
36 -72 ay arasındaki çocuklara hizmet verecek olan yuvalar, okul öncesi fiziksel ve duygusal gelişimini destekleyecek, çocukları diğer akranlarıyla eşitleyecek.
Annelerin de istihdama ve sosyal hayata daha çok katılmalarını sağlayacak. Yuvamız İstanbul projesi kapsamında açılacak olan Arnavutköy, Avcılar, Başakşehir, Kartal, Küçükçekmece, Beylikdüzü, Esenyurt, Sancaktepe, Sultanbeyli, Sultangazi, Silivri Alibey, Silivri Selimpaşa, Pendik, Bakırköy ve Yenibosna’daki yeni 15 merkezimiz için ön başvurularımızı tamamladık.
İhtiyaç sahibi çocuk ve ailelerin belirlenmesinde objektif kriterlerle bir puantaj sistemi belirledik. Puantaj sistemini tercih etmemizdeki amaç kayıtlar esnasında desteğe en çok ihtiyaç duyan çocuklarımızı önceleyerek eğitimde fırsat eşitliği yaratmaya çalışmak.
Yuvaların bahçeye açılan sınıfları, geniş koridorları ve modern yapısı ile çocuklar için sağlıklı ve keyifli mekanlar olarak tasarlandı. Eğitim içeriği Boğaziçi Üniversitesi Temel Eğitim Bölümü tarafından hazırlandı. Çocuk ve aile katılımını önceleyen anlayışımız çerçevesinde, yuvalarımızda AÇEV anne baba eğitim programları uygulanacak.
Binasından eğitim programına üzerine titreyerek oluşturduğumuz "Yuvamız İstanbul" kreşlerimizin çocuklarla buluşacağı günü heyecanla bekliyoruz.
"Çocuk koruma koordinasyonu kurulacak"
Sonraki süreçte ne gibi çalışmalarınız olacak?
Gelecek dönem için birçok projemiz olacak ancak birkaçını şöyle özetleyebilirim. İSADEM içerisinde İstanbul 95 programını hayata geçireceğiz. Bu kapsamda 18 bölgede 0-3 yaş ev ziyareti temelli ebeveyn rehberliği programı başlatacağız.
Çocuk Koruma ve Koordinasyon birimini kuracağız. Bu alanda çocuk ihmal ve istismarını önlemeye yönelik koruyucu, önleyici ve psikososyal destek hizmetleri vereceğiz. Çocuk koruma ile ilgili hukuki ve politik iyileştirmeleri kapsayan hizmet olacak.
Bağımlılıkla Mücadele ve Rehabilitasyon Şube Müdürlüğü kurarak, insan odaklı ve hak temelli yaklaşımı ile, çocukları ve gençleri ayrım yapmadan zararlı alışkanlıklardan korumak için çalışan, evrensel değerleri gözeterek bağımlılıklarla mücadele eden, önleyici ve rehabilite edici toplum sağlığı ve farkındalık çalışmaları yürüteceğiz.
Kadın kooperatiflerinin güçlendirilmesi yine öncelikli çalışma alanlarımız içinde. Kadın çocuk yoksulluğu ile mücadele özellikle pandemi sonrasındaki ağırlık vereceğimiz çalışmaların başında geliyor.
Mahalle evlerimizi hayata geçirmeye başlayacağız. Mahallelerde mahalle halkı ile birlikte o bölgenin sorunlarını düşünecek, birlikte çözümler bulacak, mahallelinin katılımı ile programlar planlayıp uygulayacağız.