SOSYAL
POLİTİKALAR SÖZLÜĞÜ
‘Sosyal Politika Kavramları Sözlüğü’, sosyal kalkınma alanında yaşanan terminoloji karmaşıklığını giderebilmek için sosyal kalkınma alanında çalışan kurum ve kuruşların başucu kaynağı olabilecek bir sözlüktür.
Kaçak göçmen (Illegal immigrant) : Gittikleri ülkenin otoritelerine kendilerini bildirmeden veya iznini almadan o ülkede yaşayanlardır.
Kayıtdışı istihdam (Informal employment) : Niteliği itibarıyla resmi kayda tabi işlerde çalışarak istihdama katılan kişilerin çalışmalarının gün veya ücret olarak ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına hiç bildirilmemesi ya da eksik bildirilmesidir. Kayıtdışı istihdam, devletin vergi geliri kaybına uğraması, kayıtdışı istihdam edilenlere işverenlerce resmi işyeri mevzuatı uyarınca sağlanması gereken iş güvenliği ve sağlığı koşullarının sağlanmaması ve kayıtdışı çalışanların sosyal güvenlik sisteminden yararlanamaması nedeniyle çalışanların refahını olumsuz etkiler.
Kayıtdışı sektörde istihdam (Employment in informal sector) : Resmi bir kaydı ve tüzel kişiliği olmayan, üretiminin en azından bir kısmının satış ya da değişim amacıyla yapılan, çalışan kişi sayısı belirli bir büyüklüğün altında olan, birincil tarım faaliyetleri dışındaki alanlarda faaliyet gösteren iş yerlerinde çalışılmasıdır.
Kent (Urban area) : İdari statüsüne bakılmaksızın 20.001 ve daha fazla nüfusu bulunan yerleşim yerleridir. Alternatif birçok tanımın olduğu ve bazılarının Türkiye’de de kullanıldıkları göz ardı edilmemelidir.
Kentleşme (Urbanization) : Bir ülkede kent sayısının (kapsanan toplam kentsel alan artarak) artması veya mevcut kentlerin (nüfus, ekonomik aktivite hacmi veya kapsanan mekânın) büyümesidir. Kentleşme ile birlikte genellikle, işbölümü ve uzmanlaşmanın artması, duygusal ve ataerkil ilişkilerin yerini profesyonel ve karşılıklı çıkara dayalı ilişkilerin alması, barışçıl bir şekilde bir arada yaşamanın belli genel toplumsal kural ve normlara uyulması ile mümkün olacağı anlayışının toplumda yerleşmesi süreçleri de yaşanmaktadır.
Kır (Rural area) : İdari statüsüne bakılmaksızın 20.000 ve daha az nüfusu bulunan yerleşim yerleridir. Alternatif birçok tanımın olduğu ve bazılarının Türkiye’de de kullanıldıkları göz ardı edilmemelidir.
Kırılganlık (Vulnerability) : Bireylerin, hanehalklarının ve sosyal grupların gelecekte yoksulluğa düşme ihtimalini ifade eder. Kırılganlık, yoksulluğun bir bileşeni olduğu kadar, yoksulluğun ortaya çıkmasının ve sürekliliğinin de bir sebebidir. Gelecekte yoksulluğa düşme ihtimali hanehalklarını bazı koruma stratejileri geliştirmeye yöneltebilir. Ancak öğün sayısını düşürmek, sağlık harcamalarını ertelemek, çocukları okuldan almak ve çocuk işçiliğine yönelmek, kayıtdışı istihdama başvurmak, daha az verimli ancak daha istikrarlı ve risksiz tarım ürünleri üretmek gibi kimi koruma stratejileri, var olan yoksulluğu derinleştirdikleri ve sürekli kıldıkları için uzun vadede işlevsel değildirler. Bu sebeple kırılganlık özellikle hedef alınması gerekli bir problemdir.
Konjonktürel işsizlik (Cyclical unemployment) : Ekonominin küçülme dönemlerinde üretim hacminin daralmasının işgücü talebini azaltması nedeniyle ortaya çıkan işsizliktir.
Kronik yoksulluk (Chronic poverty) : Bir kişi, hanehalkı ya da topluluğun maruz kaldığı yoksulluğun uzun zaman sürmesi ve nesilden nesile devredilmesi durumudur.
Kurumsal kapasite (Institutional capacity) : Genel anlamıyla bir kurumun istediği çıktıları üretebilme kapasitesidir. Temelde yönetim kapasitesinin bir ölçümüdür, bu kapasite hem yetkin bir şekilde karar alma hem de bu kararları etkili bir şekilde uygulamayı içerir.